Erken doğumlar ve gebelik kayıpları hem anne hem baba hem de tüm aile için travmatik ve yıpratıcı deneyimlerdir. Erken doğan bebeklerin hayatta kalabilmeleri zordur. Hayatta kalanlar için ise ömür boyu engelli olma ve yardıma muhtaç olma riskleri söz konusudur. Bu nedenlerle erken doğumların nedenlerinin araştırılması ve bu durumun engellenmesi amacıyla tıp dünyası yoğun çaba harcamaktadır. Günümüzde her türlü bilimsel ve teknolojik ilerlemelere rağmen erken doğum riski ne yazık ki belirgin olarak düşürülememiştir ve yaklaşık her 100 gebelikten 10 tanesi erken doğum olarak gerçekleşmektedir.

Erken doğumların nedeni tek değildir. Bazen rahimin erken kasılmaları ve sancıların başlaması, bazen rahime ait doğumsal anomaliler ve rahimin bebeği taşıyacak hacme kadar ulaşamaması, bazen de doktorların anne ve bebek için erken doğumu zorunlu olarak gerçekleştirmeleri nedeniyle erken doğumlar olmaktadır.

Gebelikte anne karnındaki bebeği taşıyan organa rahim (uterus) adı verilmektedir. Rahim esas olarak iki bölümden oluşur. Rahimin gövdesi (corpus) ve rahim ağzı (serviks). Gebelikte rahim gövdesi gebelik haftası ilerledikçe ve bebek büyüdükçe genişler ve büyüyen bebeğin içerde kalabilmesi için hacim sağlar. Rahim ağzı ise rahimin alt kısmındadır ve gebelikte büyüyen bebek, bebeğin suları, bebeğin eşi (plasenta) nedeniyle rahim içerisinde meydana gelen kitlenin rahimin içerisinde kalmaya devam edebilmesi için bariyer görevi görür. Rahim ağzının gebelik boyunca yapması gereken bu bariyer görevi sayesinde gebelik materyali (bebek, plasenta ve suları) rahim içerisinde kalırlar ve gebelik devam eder. Rahim ağzının bu bariyer görevini yerine getirirken zayıflık göstermesi durumunda rahim ağzı henüz gebelik tam zamanına ulaşmadan kısalır, incelir ve açılır. Bu durumda rahim içerisindeki gebelik materyali doğum sancıları olmadığı halde dışarıya atılır. İşte rahim ağzındaki zayıflık nedeniyle ortaya çıkan bu tabloya rahim ağzı yetmezliği adı verilir.

Rahim ağzı yetmezliğine bağlı gebelik kayıpları genellikle gebeliğin ikinci üç ayının içerisinde ya da üçüncü üç ayın başlangıcında ortaya çıkar. Rahimde kasılma (sancı) olmadığı halde rahim ağzı spontan kısalır, incelir ve açılır. Sonuçta rahim içerisindeki gebelik materyali dışarıya atılır ve gebelik kaybı gerçekleşir.

Normalde rahim, içine yerleşen bebek ve eklerine ait kitleyi 40 hafta süre ile rahim içerisinde tutabilecek kadar dirençli olan rahim ağzı hangi nedenle zayıf kalmaktadır ve gebelik kaybına yol açmaktadır?

Rahim Ağzı Yetmezliğinin Başlıca Nedenleri

  • Rahim ağzına yapılan cerrahi müdahaleler: Konizasyon (rahim ağzı kanseri öncüsü lezyonların çıkarılması)
  • LEEP: Konizasyona benzer şekilde rahim ağzından doku çıkartılması
  • Travma ve yırtıklar: Doğum ya da küretaj gibi nedenlerle rahim ağzında zayıflık oluşması
  • Rahim ağzının doğuştan zayıf olması

Rahim Ağzı Yetmezliği Nasıl Anlaşılır?

Rahim ağzı yetmezliği genellikle hastanın hikayesi ile anlaşılır. Hastalar daha önceki gebeliklerinde sancısız şekilde rahim ağzının gebeliğin ikinci üç ayın ortalarında ya da üçüncü üç ayının başlarında açıldığını anlatırlar. Bu durum hiç müdahale edilmemiş olgularda tekrarlayıcı şekilde gerçekleşmiştir. Hastanın böyle bir hikayesi yok ise o zaman gebelik muayeneleri sırasında vajinal yoldan bakılan ultrasonografi ile rahim ağzının kısaldığı ve hatta huniye benzer şekil aldığı tespit edilebilir. Bazı olgular ise bizlere geldikleri zaman rahim ağzı açılmış ve bebeğe ait zarlar vajinada görülür şekilde olabilmektedir.

Rahim Ağzı Yetmezliği Tedavi Edilebilir mi?

Rahim ağzı yetmezliği tedavi edilebilen ve tedavi başarısının yüksek olduğu bir durumdur.

Rahim ağzı yetmezliği planlı gebelikten önce biliniyor ise gebelik boyunca kullanılacak ilaçlar ve rahim ağzına gebeliğin 12.haftasında konulacak torba ağzı dikişi (serklaj) ile tedavi etmek mümkündür ve tedavi başarısı yüzde doksanlardan fazladır.

Rahim ağzı yetmezliği önceden bilinmiyor ise gebelik kontrolleri sırasında rahim ağzının da vajinal ultrasonografi ile değerlendirilmesi ile rahim ağzı yetmezliği tanısı konulabilir. Özellikle gebeliğin 24-28. haftaları arasında rahim ağzının 25 mm den daha kısa ölçülmesi, rahim ağzında hunileşme görülmesi rahim ağzı yetmezliğini düşündürür ve bu durumda ilaçlar ya da rahim ağzına torba ağzı dikişi şeklinde dikiş konulması (serklaj) tedavide işe yarar. Ancak acil durumlarda yapılan serklaj ameliyatının başarısı yüzde 75 civarında olup gebeliğin 12. haftasında planlı yapılan serklaja göre düşmektedir.

Sonuç

Erken doğum ve buna bağlı ortaya çıkabilecek ölüm ya da engellilik durumlarına neden olabilen rahim ağzı yetmezliği önemli bir sorundur. Gebenin hikayesinin dikkatlice araştırılması ve gebelikte rahim ağzı yetmezliği açısından rahim ağzının ultrasonografi ile değerlendirilmesi sorunun tanısına katkı sağlar ve bize müdahale için fırsat oluşturur.