Plasenta Previa

Plasenta, bebeğin ihtiyacı olan tüm maddeleri anneden alıp göbek kordonu aracılığıyla bebeğe ileten ve bebekteki tüm atıkları göbek kordonu vasıtasıyla anne tarafına geçirip bunların atılmasını sağlayan organdır. Normal gebeliklerde plasenta rahmin duvarlarına ve yukarı kısımlarına tutunur. Plasentanın rahim ağzını tam ya da kısmen kapatacak şekilde rahmin alt kısmına yerleşmesine Plasenta Previa adı verilir. Rahim ağzına yakın yerleşen plasentalar için de low lying plasenta adı verilmekle birlikte, gebelik haftası ilerledikçe plasenta da rahim ile birlikte yukarı doğru gittiğinden bu durum genellikle ciddi sorun oluşturmamaktadır.

Plasenta previa olgularında plasenta, rahim ağzını kapattığı için normal doğum yani vajinal yoldan doğum mümkün olmayacaktır. Bu nedenle de plasenta previa durumlarında sezaryen ile doğum gerekecektir. Plasenta Previa olgularında, plasenta rahim duvarına yerleşirken, normalde olması gerekenden daha derinlere (rahim duvarının kas tabakası içerisine ve hatta rahim duvarının dışına kadar) ilerleyebilmektedir. Bu durum plasenta acreata, plasenta percreata ya da genel olarak plasenta acreata spektrumu (PAS) olarak adlandırılmaktadır. Hem plasenta previa hem de placenta acreata her ikisi de ciddi kanamalar için risk faktörleridir. Özellikle iki sorun bir arada ise kanama riski daha da artmıştır. Bu durumlarda rahmin alınmasına kadar varan süreçlerin yaşanma riski mevcuttur. Bu nedenle Plasenta previa ister tek başına olsun isterse PAS ile birlikte olsun ölümcül kanamalara neden olabilecek ve ciddiyetle yönetilmesi gereken bir gebelik sorunudur.

Plasenta Previa Neden Oluşur?

Normal plasental oluşum ve rahim duvarına yerleşim sırasında plasentayı oluşturan hücreler, rahim iç kısmından (endometrium) rahim duvarına doğru ilerlerler ve yeterli oksijen bulunan bölgeye ulaştıklarında ilerlemesini durdururlar. Plasenta previa olgularında neden tam olarak bilinmese de elimizde plasenta previa oluşumunda nelerin risk faktörü olduğuna dair kanıtlar mevcuttur. Daha önceden rahim içerisine yapılan müdahaleler (küretaj, sezaryen ameliyatı, miyom ameliyatları), ileri anne yaşı ve çok sayıda doğum yapmış olmak, önceki gebeliklerde plasenta previa geçirmiş olmak, sigara kullanımı, plasenta previa gelişimi için risk faktörleri olarak rapor edilmektedir. Plasenta previa için dünya genelinde bildirilen sıklık yüzde ikiye ulaşabilmektedir.

Plasenta Previa Tanısı Nasıl Konulur?

Plasenta Previası olan gebeler, yukarıda anlatılan risk faktörlerine sahip olabilirler ve bu durum hastanın hikayesinde anlaşılabilir. Öykülerinde ayrıca aniden başlayan ve hiç ağrı olmadan gerçekleşen kanama tipiktir. Kanama ağrısız ve açık pembe renkli taze kan şeklindedir. Plasenta previa olgularında kanama minimal olabileceği gibi çok aşırı ve hem anne hem de bebeğin hayatını riske sokacak kadar şiddetli de olabilir. O nedenle plasenta previa olgularında kanama başlar başlamaz hastaların hemen tam teşekküllü bir hastane acil kadın doğum servisine başvurmaları önerilir.

Yukarıdaki hikaye ile gelen olgunun spekülüm muayenesinde vajenden taze kan şeklinde kan geldiği görülür. Rahim ağzının parmak ile (dijital) muayenesi kanamayı artırabileceği ve mevcut durumu daha da kötüleştirebileceği için kesinlikle parmakla muayeneden kaçınmak gerekir. Transvajinal ultrasonografide rahim ağzının iç deliğini kapatan plasenta tüm sınırları ile görülebilir ve tanı için genellikle ultrasonografi yeterli olmaktadır. Transvajinal ultrasonografi transabdominal (karın üzerinden) ultrasonografiye göre daha çok bilgi vermektedir. Çok nadir durumlarda ve PAS (plasenta acreata spektrumu) olup olmadığını anlamak için magnetic resonans (MR) gerekebilir.

Plasenta Previa Tedavisi

Plasenta previa tanısı almış bir gebede kesin tedavi doğum ve plasentanın çıkartılmasıdır. İfade etmesi bu kadar kolay olsa da kanamanın olduğu gebelik haftası henüz erken gebelik dönemi ve bebek olgun değil ise doğum kararının mümkün olduğunca ileri dönemlere -annenin ve bebeğin hayatını korumayı ön planda tutarak- ertelenmesi hedeflenecektir. Plasenta previa tanısı alan olgular durumları tam anlaşılıp stabilize oluncaya kadar hastaneye yatırılırlar. Kanama nedeniyle aşırı kan kaybı ihtimaline karşı kan transfüzyonu için hazırlıklar yapılmalıdır. Gebelik haftası miadında ise sezaryen ile doğum yaptırılıp plasentanın da tam olarak çıkartılması ile tedavi tamamlanacaktır.

Gebelik haftası erken (miadından uzak) ve kanama durduysa yakından takip ile gebeliğin miadına kadar ulaşması amaçlanır. Takip sırasında annenin hayatını riske sokacak kadar ve durmayan kanamalar varsa bu durumda prematür doğum gündeme gelebilir. Gebelik haftasına bağlı olarak bebeğin akciğer gelişimi ve beyninin korunması amacıyla gereken yaklaşımlar yapıldıktan sonra doğum düşünülebilir.

Plasenta Previa Olgularında Doğum Şekli

Plasenta previa olgularında kanama riski yüksek olduğundan, özellikle de previa ile birlikte PAS varlığında kanama riski daha da artacağından doğum tam teşekküllü bir hastanede ve bu konuda tecrübeli hekimlerin olduğu merkezde planlanmalıdır. Rahim ağzı plasenta tarafından kapatıldığı için doğum şekli sezaryen olacaktır. Kanama nedeniyle kan trasfüzyonu gerekeceğinden yeteri kadar kan ürünü hazır bulundurulmalıdır. Plasenta previa ve PAS birlikteliğinde kanamanın durdurulamaması durumunda koruyucu yaklaşımlar işe yaramaz ise rahmin alınmasına kadar giden bir sürecin olabileceği konusunda hem hasta ve yakınları hem de ameliyat ve anestezi ekibi bilgilendirilmeli ve bu duruma hazır olmaları sağlanmalıdır.

Plasenta previa, rahmin alınması, prematürite ve prematüriteye bağlı uzun dönem sorunlar ve hatta anne ve bebek ölümüne kadar varabilecek bir sürece işaret edebilen bir durumdur. İlk tanı konulduğundan itibaren yukarıda sayılan tüm durumlar dikkatlice değerlendirilerek gebeler yakından takip edilmelidir. Amaç gebeliğin miadına ulaşması olmakla birlikte plasenta previa olgularında doğum çoğu zaman erken olmaktadır. Erken doğumun ne kadar erken olacağı hususu tamamen plasenta previanın seyri ile ilişkilidir. Çok gürültülü bir tablo mevcut ise derhal doğum kararı alınabileceği gibi, daha sakin seyreden ve kanamaların çok az olduğu ya da kesildiği olgularda en azından 36.haftaya kadar takip amaçlanabilir. Doğum kararını verdiren esas etken gebelik haftası, annenin ve bebeğin durumları olacaktır.